|
Kastamonu Lahikası / Sayfa 230 |
|
Kastamonu Lâhikası |
Şedde sayılır) ise, makam-ı cifrîsi bin üçyüz ellisekiz olan bu senenin ve gelecek senenin aynı tarihini göstermekle o hasaretlerden bâhusus manevî hasaretlerden kurtulmanın çare-i yegânesi, îman ve a’mâl-i sâliha olduğu gibi ve mefhum-u muhalifiyle, o hasâretin de sebeb-i yegânesi küfr ü küfran, şükürsüzlük; yani îmansızlık, fısk u sefahet olduğunu gösterdi. Sure-i وَ الْعَصْرِ nin azametini ve kudsiyetini ve kısalığıyla beraber gayet geniş ve uzun hakaikın hazinesi olduğunu tasdik ederek, Cenâb-ı Hakk’a şükrettik. Evet Âlem-i İslâm’ın, bu asrın en büyük hâsâreti olan bu dehşetli İkinci Harb-i Umumî’den kurtulmasının sebebi: Kur’andan gelen îman ve a’mâl-i sâliha olduğu gibi; fakirlere gelen acı açlık ve kahtın sebebi dahi, orucun tatlı açlığını çekmedikleri; ve zenginlere gelen hasaret ve zayiatın sebebi de, «zekat» yerinde ihtikâr etmeleridir. Ve Anadolu’nun bir meydan-ı harb olmamasının sebebi; اِلاَّ الَّذِينَ اَمَنُوا kelime-i kudsiyesinin hakikatını fevkalâde bir surette yüzbin insanın kalblerine tahkikî bir tarzda ders veren Risale-i Nur olduğunu, pek çok emareler ve şakirdlerinden binler ehl-i hakikat ve dikkatin kanaatları isbat eder. Ezcümle: Emarelerden biri, Risale-i Nur’a sıkıntı veren veyahut hizmetinden çekilen pek çok adamların tokat yemeleri gibi; bu sene, bu memleketin etrafında umumî bir tarzda Risale-i Nur’un intişarına sıkıntı verip şimdiki bir nevi tevakkuf devresi vermek hatasıyla, şimdiki umumî sıkıntının bir sebebi olduğunu göstermesidir. Said Nursî SURE-İ VE-L’ASR’IN DAĞ MEYVESİ NAMINDAKİ NÜKTESİNE BİR HAŞİYEDİR (143) |
Risaleinurkulliyati.com bir HARUN YAHYA sitesidir. | Yazar Hakkında | Bize Ulaşın | Diğer Siteler |