MEKTUBAT – On Birinci Mektup (68-70)

68 On Birinci Mektup بِاسْمِهِ 1* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 2 Bu Mektup mühim bir ilâç olup dört âyetin hazinesinden dört küçük cevherine işaret eder. AZİZ kardeşim, Şu dört muhtelif meseleyi muhtelif vakitlerde Kur’ân-ı Hakîm [her âyet sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân] nefsime ders vermiş. Arzu eden kardeşlerim dahi bundan […]

MEKTUBAT – On İkinci Mektup (71-76)

71 On İkinci Mektup بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 2 اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَعَلٰى رُفَقَۤائِكُمْ * 3 AZİZ kardeşlerim, O gece benden sual ettiniz; ben cevabını vermedim. Çünkü, mesâil-i imaniyenin [imana dair meseleler] münakaşa suretinde bahsi caiz değildir. Siz münakaşa suretinde bahsetmiştiniz. Şimdilik, münakaşanızın esası olan üç sualinize gayet muhtasar [kısa] […]

MEKTUBAT – On Üçüncü Mektup (77-81)

77 On Üçüncü Mektup بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 2  اَلسَّلاَمُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰى 3* وَالْمَلاَمُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهَوٰى * 4 AZİZ kardeşlerim, Hal ve istirahatimi ve vesika [belge] için adem-i müracaatımı [başvurmama] ve hal-i âlem [dünyanın içinde bulunduğu hâl, durum] siyasetine karşı lâkaytlığımı [duyarsız] pek çok soruyorsunuz. […]

MEKTUBAT – On Beşinci Mektup (82-95)

82 On Beşinci Mektup بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 2 AZİZ kardeşim, SENİN BİRİNCİ SUALİN ki, “Sahabeler nazar-ı velâyetle [velîlik bakışı] müfsitleri [bozguncu] neden keşfedemediler? Tâ, Hulefâ-yı Râşidînin [dört büyük halife; Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali] üçünün şehadetini netice verdi. Halbuki, küçük Sahabelere, büyük velîlerden daha büyük […]

MEKTUBAT – On Altıncı Mektup (96-113)

96 On Altıncı Mektup بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَلَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ اِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ اِيمَانًا وَقَالُوا حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ * 1 Şu Mektup 2 فَقُولاَ لَهُ قَوْلاً لَيِّنًا sırrına mazhar [erişme, nail olma] olmuş, şiddetli yazılmamış. Çoklar tarafından sarihan [açık] ve mânen gelen bir suale cevaptır. Şu cevabı vermek […]

MEKTUBAT – On Yedinci Mektup (114-118)

114 On Yedinci Mektup (Yirmi Beşinci Lem’anın [parıltı] Zeyli) [ek] Çocuk Taziyenâmesi بِسْمِهِ * وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِه * 1 Aziz âhiret kardeşim Hafız Halid Efendi, بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ * اَلَّذِينَ اِذَۤا اَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قَالُۤوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّۤا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ * 2 Kardeşim, çocuğun vefatı beni müteessir [etkileme, tesiri altında […]

MEKTUBAT – On Sekizinci Mektup (119-128)

119 On Sekizinci Mektup بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1 * وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 2 Bu Mektup, Üç Mesele-i Mühimmedir. [önemli mesele] BİRİNCİ MESELE-İ MÜHİMME Fütûhât-ı Mekkiye [Muhyiddin-i Arabî’nin meşhur tasavvufî eseri] sahibi Muhyiddin-i Arabî (k.s.) ve İnsan-ı Kâmil denilen meşhur bir kitabın sahibi Seyyid Abdülkerim (k.s.) gibi evliya-yı meşhure, [meşhur evliyalar, Allah dostları] […]

MEKTUBAT – On Dokuzuncu Mektup -1 (129-154)

129 On Dokuzuncu Mektup BU RİSALE, üç yüzden fazla mu’cizâtı beyan eder. Risalet-i Ahmediyenin [Hz. Muhammed’in (a.s.m.) Allah’ın elçisi olması] (a.s.m.) mu’cizesini beyan ettiği gibi, kendisi de o mu’cizenin bir kerametidir. [Allah’ın bir ikramı olarak bazı kişi ve varlıklarda görülen olağanüstü hal ve özellik] Üç dört nev ile harika olmuştur: Birincisi: Nakil ve rivayet olmakla […]

MEKTUBAT – On Dokuzuncu Mektup -2 (155-198)

155 ALTINCI NÜKTELİ [derin anlamlı söz] İŞARET Nakl-i sahih-i [bir hadis-i şerifin Peygamber Efendimizden (a.s.m.) doğru ve sağlam kanallarla aktarılması] kat’î ile, Hazret-i Fatıma’ya (r.anha)ferman etmiş ki: اَنْتِ اَوَّلُ اَهْلِ بَيْتِى لُحُوقًابىِ 1deyip, “Âl-i Beytimden, herkesten evvel vefat edip bana iltihak [karışma, katılma] edeceksin” diye söylemiş. Altı ay sonra, haber verdiği gibi aynen zuhur etmiş. […]

MEKTUBAT – On Dokuzuncu Mektup -3 (199-257)

199 ON İKİNCİ İŞARET On Birinci İşaretle alâkadar olan üç misal, fakat gayet mühim misallerdir. BİRİNCİ MİSAL: وَمَا رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللهَ رَمٰى 1 nass-ı kat’îsiyle [kesin delil, Kur’ân-ı Kerim ve sahih hadisler gibi] ve ehl-i tahkik [gerçeği araştıran ve delilleriyle bilen âlimler] umum müfessirlerin [açıklayan, yorumlayan] tahkikiyle [araştırma, inceleme] ve umum ehl-i hadîsin […]