SÖZLER – Birinci Söz (26-40)

26 Risale-i Nur Külliyatından SÖZLER Bediüzzaman Said Nursî 27 بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَبِهِ نَسْتَعِينُ * اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعٰالَمِينَ وَالصَّلٰوةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ * 1 Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduğun için, askerlik temsilâtıyla, [kıyaslama tarzında benzetmeler, analoji] sekiz hikâyeciklerle birkaç hakikati nefsimle beraber dinle. […]

SÖZLER – İkinci Söz (41-43)

41 İkinci Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  اَلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ * 1 İMANDA ne kadar büyük bir saadet ve nimet ve ne kadar büyük bir lezzet ve rahat bulunduğunu anlamak istersen, şu temsîlî hikâyeciğe bak, dinle: Bir vakit iki adam hem keyif, hem ticaret için seyahate giderler. Biri hodbin [bencil] talihsiz bir tarafa, diğeri hüdâbin […]

SÖZLER – Üçüncü Söz (44-46)

44 Üçüncü Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ يَۤا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا * 1 İBADET ne büyük bir ticaret ve saadet, fısk [günah] ve sefahet [ahmaklık, beyinsizlik] ne büyük bir hasâret [zarar] ve helâket [mahvolma] olduğunu anlamak istersen, şu temsîlî hikâyeciğe bak, dinle: Bir vakit iki asker uzak bir şehre gitmek için emir alıyorlar. Beraber giderler. […]

SÖZLER – Dördüncü Söz (47-48)

47 Dördüncü Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  اَلصَّلاٰةُ عِمَادُ الدِّينِ * 1 NAMAZ ne kadar kıymettar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masrafla kazanılır; hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu iki kere iki dört eder derecesinde kat’î anlamak istersen, şu temsîlî hikâyeciğe bak, gör: Bir zaman, bir büyük hâkim, […]

SÖZLER – Beşinci Söz (49-51)

49 Beşinci Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  اِنَّ اللهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ * 1 NAMAZ KILMAK ve büyük günahları işlememek2 ne derece hakikî bir vazife-i insaniye [insanlık görevi] ve ne kadar fıtrî, [Allah’ın yaratılışa ait koyduğu kanunlar] münasip bir netice-i hilkat-i beşeriye olduğunu görmek istersen, şu temsîlî hikâyeciğe bak, dinle: Seferberlikte, bir […]

SÖZLER – Altıncı Söz (52-56)

52 Altıncı Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  اِنَّ اللهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ * 1 NEFİS VE MALINI Cenâb-ı Hakka [Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve azamet sahibi yüce Allah] satmak ve Ona abd [köle] olmak ve asker olmak ne kadar kârlı bir ticaret, ne kadar şerefli bir rütbe olduğunu […]

SÖZLER – Yedinci Söz (57-61)

57 Yedinci Söz ŞU KÂİNATIN tılsım-ı muğlâkını [anlaşılması zor olan sır] açan “Âmentü billâhi ve bi’l-yevmi’l-âhir“1 [“Allah’a ve âhiret gününe iman ettim”] ruh-u beşer [insan ruhu] için saadet kapısını fetheden ne kadar kıymettar iki tılsım-ı müşkülküşâ [açılması ve anlaşılması zor şeyleri çözüme kavuşturan sır] olduğunu; ve sabır ile Hâlıkına [her şeyi yaratan Allah] tevekkül ve […]

SÖZLER – Sekizinci Söz (62-69)

62 Sekizinci Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  اَللهُ لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ * 1  اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللهِ اْلاِسْلاَمُ * 2 ŞU DÜNYA ve dünya içindeki ruh-u insanî [insan ruhu] ve insanda dinin mahiyet ve kıymetlerini; ve eğer din-i hak [hak din] olmazsa dünya bir zindan olması; ve dinsiz insan en bedbaht mahlûk […]

SÖZLER – Dokuzuncu Söz (70-81)

70 Dokuzuncu Söz بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  فَسُبْحَانَ اللهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ * وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ * 1 EY BİRADER! Benden, namazın şu muayyen beş vakte2 hikmet-i tahsisini [ait kılınmasının hikmeti, gayesi] soruyorsun. Pek çok hikmetlerinden yalnız birisine işaret ederiz. Evet, herbir namazın vakti, mühim bir inkılâp [büyük çaplı […]

SÖZLER – Onuncu Söz -1 (82-94)

82 Onuncu Söz  Haşir Bahsi  İHTAR: Şu risalelerde teşbih ve temsilleri hikâyeler suretinde yazdığımın sebebi, hem teshil, [kolaylaştırma] hem hakaik-ı İslâmiye [İslâmın gerçekleri, esasları] ne kadar makul, mütenasip, [birbirine uygun] muhkem, [değiştirilemez] mütesanit [birbirini destekleyen] olduğunu göstermektir. Hikâyelerin mânâları, sonlarındaki hakikatlerdir. Kinâiyat [bir anlamı üstü kapalı olarak ifade etme] kabilinden, [gibisinden, türünden] yalnız onlara delâlet […]