ŞUÂLAR – İkinci Şuâ (22-68)

22 Risale-i Nur Külliyatından ŞUÂLAR Bediüzzaman Said Nursî 23 İkinci Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] Eskişehir hapishanesinin son meyvesi Otuz Birinci Lem’a‘nın [parıltı] İkinci Şuâı بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ On altı sene evvel, Eskişehir Hapishanesi’nde, arkadaşlarımın tahliyeleriyle yalnız kaldığım bir vakitte, şu Şuâ, [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] gayet acele, pek noksan […]

ŞUÂLAR – Üçüncü Şuâ (69-93)

69 Üçüncü Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri]  Mukaddime Bu Sekizinci Hüccet-i İmaniye1, [iman delili] vücub-u vücuda [Allah’ın varlığının zorunlu olması] ve vahdâniyete [Allah’ın benzersiz ve bir oluşu ve ortağının bulunmayışı] delâlet ettiği gibi, hem delâil-i kat’iye [kesin deliller] ile rububiyetin [Allah’ın bütün varlık âlemini egemenliği, yaratıcılığı, idaresi ve terbiyesi] ihatasına [herşeyi kuşatma] ve […]

ŞUÂLAR – Dördüncü Şuâ (94-131)

94 Dördüncü Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri]  Mânen ve rütbeten Beşinci Lem’a [parıltı] ve sureten [görünüş itibarıyla] ve makamen [makam yönünden] Otuz Birinci Mektubun Otuz Birinci Lem’asının [parıltı] kıymettar Dördüncü Şuâı ve Âyet-i Hasbiyenin [“Allah bize yeter, O ne güzel vekildir” mânasındaki “Hasbünallahü ve ni’me’l-vekîl [O ne güzel vekildir] ” [Allah bize yeter; […]

ŞUÂLAR – Altıncı Şuâ (132-138)

132 Altıncı Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] Yalnız İki Nüktedir. [derin anlamlı söz] بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ [Namazdaki teşehhüdde [namazda her iki rekâtın sonunda oturulan bölüm] bulunan 1 اَلتَّحِيَّاتُ اَلْمُبَارَكَاتُ اَلصَّلَوَاتُ اَلطَّيِّبَاتُ لِلّٰهِ ilâ âhirenin [sonuna kadar] iki noktasına gelen iki suâle iki cevaptır. Teşehhüdün [namazda her iki rekâtın sonunda oturulan bölüm] sâir […]

ŞUÂLAR – Yedinci Şuâ -1 (139-203)

139 Yedinci Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] (Âyetü’l-Kübrâ) Mühim bir ihtar ve bir ifade-i meram [maksadı ifade etme] Bu ehemmiyetli risalenin, herkes herbir meselesini anlamaz. Fakat hissesiz de kalmaz. Büyük bir bahçeye giren bir kimsenin, o bahçenin bütün meyvelerine elleri yetişmez. Fakat, eline girdiği miktar yeter. O bahçe yalnız onun için değil; belki, […]

ŞUÂLAR – Yedinci Şuâ -2 (204-240)

204 İkinci Bab [bir kitabın bölümlerinden her biri]  Berâhin-i Tevhidiyeye dairdir Dünyaya iman için gönderilen ve bütün kâinatta fikren seyahat eden ve herşeyden Hâlıkını [her şeyi yaratan Allah] soran ve her yerde Rabbini arayan ve hakkalyakîn [bizzat yaşamak suretiyle, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesin bilme] derecesinde İlâhını vücub-u vücud [Allah’ın varlığının zorunlu olması] noktasında bulan […]

ŞUÂLAR – Dokuzuncu Şuâ (241-257)

241 Dokuzuncu Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] (Onuncu Sözün mühim bir zeyli [ek] ve lâhikasının birinci parçası) بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ فَسُبْحَانَ اللهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ * يُخْرِجُ الْحَىَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَىِّ وَيُحْيِى اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَكَذٰلِكَ تُخْرَجُونَ * وَمِنْ اٰيَاتِهِۤ […]

ŞUÂLAR – On Birinci Şuâ -1 (258-310)

258 On Birinci Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] Denizli Hapsinin Bir Meyvesi  Zındıka ve küfr-ü mutlaka [her açıdan inkârcılığa düşmek] karşıRisale-i Nur’un bir müdafaanâmesidir. Ve bu hapsimizde hakikî müdafaanamemiz dahi budur. Çünkü yalnız buna çalışıyoruz. Bu risale, Denizli Hapishanesinin bir meyvesi ve bir hatırası ve iki Cuma gününün mahsulüdür. Said Nursî Meyve Risalesi […]

ŞUÂLAR – On Birinci Şuâ -2 (311-360)

311 Dokuzuncu Mesele بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اٰمَنَ الرَّسُولُ بِمَا اُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ اٰمَنَ بِاللهِ وَمَلٰۤئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ… * 1 ilâ âhiri’l-âye… [sonuna kadar] Bu âyet-i ecma’ ve âlâ ve ekberin bir küllî ve uzun nüktesini [derin anlamlı söz] beyan etmeye, bir dehşetli mânevî suâl ve […]

ŞUÂLAR – On İkinci Şuâ (361-389)

361 On İkinci Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri]  Denizli Mahkemesi Müdafaatından1 بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * 2 Evet, biz bir cemiyetiz ve öyle bir cemiyetimiz var ki, her asırda üç yüz elli milyon dahil mensupları var. Ve her gün beş defa namazla o mukaddes cemiyetin prensiplerine kemâl-i hürmetle [tam bir saygı] alâkalarını ve hizmetlerini gösteriyorlar. […]