ŞUÂLAR – On Dördürcü Şuâ -2 (518-576)

518  Hata-Savab Cetveli Yirmi sahifeden ziyade arkadaşlara ait olduğundan, yanlışlarını beyan etmedim. Bu yanlışların hepsi yüzden geçer. Mahkemede kırk sahife iddianame iki saate yakın dinlettirildi. Hem hukukumuza, hem hayat-ı şahsiyemize, [kişisel hayat] hem hayat-ı içtimaiyemize [sosyal hayat] ve şerefimize ve Risale-i Nur’un kıymetine çok dokunduğu halde gücenmediğimize mukàbil, iddianameyi yazan zâtın meselemizdeki sathîliğine [bir şeyin […]

ŞUÂLAR – On Dördürcü Şuâ -1 (449-517)

449 On Dördüncü Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri]  İfademin kısacık bir tetimmesi [ek] Afyon Mahkemesine beyan ediyorum ki: Nazarınıza ve kanun adaletine takdim edilen ifademde bulunan, üç vech [cihet, yön, taraf] ile kanunsuz menzilimi basmak, beni sorguya çekmek ve tevkif etmek, üç büyük mahkemelerin hürmetlerini kırmak ve haysiyet ve adaletlerine ilişmektir, belki istihfaf […]

ŞUÂLAR – On Üçüncü Şuâ (390-448)

390 On Üçüncü Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] Üstadın talebelerine gönderdiği gayet kıymettar, nurlu mektuplardır. Risale-i Nur’un parlak mücahedatını [mücadeleler] bu samimî mektuplar gayet parlak gösteriyorlar. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * 1 Aziz, sıddık kardeşlerim, Geçen Leyle-i Kadrinizi [Kadir gecesi] ve gelen bayramınızı bütün mevcudiyetimle tebrik ve sizleri Cenâb-ı Erhamürrâhimînin [merhametlilerin en merhametlisi olan şeref […]

ŞUÂLAR – On İkinci Şuâ (361-389)

361 On İkinci Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri]  Denizli Mahkemesi Müdafaatından1 بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * 2 Evet, biz bir cemiyetiz ve öyle bir cemiyetimiz var ki, her asırda üç yüz elli milyon dahil mensupları var. Ve her gün beş defa namazla o mukaddes cemiyetin prensiplerine kemâl-i hürmetle [tam bir saygı] alâkalarını ve hizmetlerini gösteriyorlar. […]

ŞUÂLAR – On Birinci Şuâ -2 (311-360)

311 Dokuzuncu Mesele بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اٰمَنَ الرَّسُولُ بِمَا اُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ اٰمَنَ بِاللهِ وَمَلٰۤئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ… * 1 ilâ âhiri’l-âye… [sonuna kadar] Bu âyet-i ecma’ ve âlâ ve ekberin bir küllî ve uzun nüktesini [derin anlamlı söz] beyan etmeye, bir dehşetli mânevî suâl ve […]

ŞUÂLAR – On Birinci Şuâ -1 (258-310)

258 On Birinci Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] Denizli Hapsinin Bir Meyvesi  Zındıka ve küfr-ü mutlaka [her açıdan inkârcılığa düşmek] karşıRisale-i Nur’un bir müdafaanâmesidir. Ve bu hapsimizde hakikî müdafaanamemiz dahi budur. Çünkü yalnız buna çalışıyoruz. Bu risale, Denizli Hapishanesinin bir meyvesi ve bir hatırası ve iki Cuma gününün mahsulüdür. Said Nursî Meyve Risalesi […]

ŞUÂLAR – Dokuzuncu Şuâ (241-257)

241 Dokuzuncu Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] (Onuncu Sözün mühim bir zeyli [ek] ve lâhikasının birinci parçası) بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ فَسُبْحَانَ اللهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ * يُخْرِجُ الْحَىَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَىِّ وَيُحْيِى اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَكَذٰلِكَ تُخْرَجُونَ * وَمِنْ اٰيَاتِهِۤ […]

ŞUÂLAR – Yedinci Şuâ -2 (204-240)

204 İkinci Bab [bir kitabın bölümlerinden her biri]  Berâhin-i Tevhidiyeye dairdir Dünyaya iman için gönderilen ve bütün kâinatta fikren seyahat eden ve herşeyden Hâlıkını [her şeyi yaratan Allah] soran ve her yerde Rabbini arayan ve hakkalyakîn [bizzat yaşamak suretiyle, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesin bilme] derecesinde İlâhını vücub-u vücud [Allah’ın varlığının zorunlu olması] noktasında bulan […]

ŞUÂLAR – Yedinci Şuâ -1 (139-203)

139 Yedinci Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] (Âyetü’l-Kübrâ) Mühim bir ihtar ve bir ifade-i meram [maksadı ifade etme] Bu ehemmiyetli risalenin, herkes herbir meselesini anlamaz. Fakat hissesiz de kalmaz. Büyük bir bahçeye giren bir kimsenin, o bahçenin bütün meyvelerine elleri yetişmez. Fakat, eline girdiği miktar yeter. O bahçe yalnız onun için değil; belki, […]

ŞUÂLAR – Altıncı Şuâ (132-138)

132 Altıncı Şuâ [bir ışık kaynağından çıkan ışık telleri] Yalnız İki Nüktedir. [derin anlamlı söz] بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ [Namazdaki teşehhüdde [namazda her iki rekâtın sonunda oturulan bölüm] bulunan 1 اَلتَّحِيَّاتُ اَلْمُبَارَكَاتُ اَلصَّلَوَاتُ اَلطَّيِّبَاتُ لِلّٰهِ ilâ âhirenin [sonuna kadar] iki noktasına gelen iki suâle iki cevaptır. Teşehhüdün [namazda her iki rekâtın sonunda oturulan bölüm] sâir […]