EMİRDAĞ LAHİKASI – 1. Bölüm 100-119. Mektuplar (206-225)

206 – 99 – Muhterem din kardeşim, Kırk gündür yatakta sizinle meşgulüm. Hayal ve mesmuuma nazaran, huzurunuzun muhtel [bozuk, karışık] olduğuna zâhibim. اَلْمُؤْمِنُ بَلَوِىٌّ 1 Tahminen on gün kadar evvelsi, sokaklarda “Hâlis Afyon tereyağım var” diyen birisini pencereden yanıma çağırıp biraz yağ aldım. Maksadım sizi sormaktı. Afyon’dan Emirdağı kazasına sürüldüğünüzü, ahalinin sizinle görüşmesinin yasak olduğunu duyunca […]

EMİRDAĞ LAHİKASI – 1. Bölüm 80-99. Mektuplar (175-205)

175 Hâmisen: [râbianın altmışta biri] Âlimlerden sonra muallimler risaleye ihtiyaçlarını hissetmeye başladıklarını çok emareler var. Bir emare budur: İstanbul’da din konferansında okumak niyetiyle Âyetü’l-Kübrâ [en büyü delil; Risale-i Nur Külliyatı’ndan Yedinci Şuâ] risalesini istemeleridir. Re’fet kardeş, sen de çok safâlar [gönül hoşnutluğu] geldin ve Risale-i Nur yazısıyla meşguliyetin beni cidden sevindirdi. Hulûsi ve Sabri gibi […]

EMİRDAĞ LAHİKASI – 1. Bölüm 60-79. Mektuplar (135-174)

135 bana haddimden çok ziyade makam vermiş. Üstadını, kendi parlak âyinesinde çok parlak görmüş. Ben de onun o hüsn-ü zannını [güzel düşünce] bir mânevî dua yerinde kabul ettim. Hem onun, hem civarındaki kardeşlerimizin bayramlarını tebrik ederiz. – 60 – Muhterem, sevgili, mübarek kardeşlerim Risale-i Nur talebelerine beyan ediyorum ki: Risale-i Nur, nurdan bir ibrişimdir ki, kâinat […]

EMİRDAĞ LAHİKASI – 1. Bölüm 40-59. Mektuplar (104-134)

104 Sakın, sakın, hiç kederlenmeyiniz, merak etmeyiniz, hem telâş etmeyiniz, hem bana acımayınız. Şeksiz [şüphesiz] şüphesiz, inayet-i İlâhiye [Allah’ın inâyeti, ilgisi, yardımı] perde altında bizi muhafaza etmekle عَسٰۤى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ 1 âyetine mazhar [erişme, nail olma] etsin. Onların o plânları da yine akîm [neticesiz] kaldı. Fakat bu vilâyette, doğrudan doğruya büyük […]

EMİRDAĞ LAHİKASI – 1. Bölüm 20-39. Mektuplar (66-103)

66 dalâletin [doğru yoldan sapmak, inkârcılık, inançsızlık] savletinden [saldırı] gelen vesvese ve zaafiyetine [zayıflık, güçsüzlük] karşı kuvve-i mâneviyenin [mânevî güç] takviyesini istemelerine tam tevafuku, bu geceler gibi şeâir-i İslâmiyeye [İslâma sembol olmuş iş ve ibâdetler] karşı hürmetsizlik edenlerin hatalarına bir tekdir [azarlama] olarak, “Kâinat bu gecelere hürmet eder, neden siz etmiyorsunuz?” diye mânâsında, kesretli [çokluk] […]

EMİRDAĞ LAHİKASI – 1. Bölüm 1-19. Mektuplar (31-65)

31 – 1 – بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 2 اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَۤائِمًا * 3 Emirdağ’daki kardeşlerime, Benim hakkımda evham edenlere deyiniz ki: Biz, hizmet ettiğimiz bu adamın yirmi senelik hayatının bütün mahrem ve gayr-ı mahrem [gizli olmayan] mektuplarını ve kitaplarını ve esrarını hükûmet şiddetli taharriyatla [araştırma] […]

EMİRDAĞ LAHİKASI – Takdim (22-30)

22 Risale-i Nur Külliyatından EMİRDAĞ LÂHİKASI Bediüzzaman Said Nursî 23 24 EMİRDAĞ LÂHİKASI – I 25  Takdim Bu lâhika mektupları—ki Yirmi Yedinci Mektuptur—Risale-i Nur’un ilk telifiyle [kaleme alma] başlayıp devam edegelmiştir. Risaleler Barla’da telif [kaleme alma] edilmeye başlanıp Isparta ve civarındaki kıymettar talebeleri bu risaleleri okumak ve yazmak suretiyle istifade ve istifâza ettiklerinde, hissiyatlarını, iştiyak […]

KASTAMONU LAHİKASI – Fihrist vd. (333-358)

333 21: Kıyametten haber veren hadis: Üstad Bediüzzaman talebelerine yazdığı bu mektupta, Ramazan ayında birden aklına gelen ve kıyametten haber veren “Ümmetimden bir taife Allah’ın emri gelinceye, yani kıyâmetin kopmasına kadar hak üzerinde galip olacaktır” hadis-i şerifinden gaybî bir ihtarla istihraçta [çıkarma] bulunur ve Risale-i Nur talebelerinin hizmetlerinin ne kadar devam edeceğine işaret eder. Hem […]

KASTAMONU LAHİKASI – 160-171. Mektuplar (303-329)

303 Kalemlerini ümmîliğime yardım veren medrese-i Nuriye‘nin [Risale-i Nur’ların okunduğu yerler] üstadı Hacı Hafız ve mahdumu [efendi, kendisine hizmet edilen] ve iki kardeş Mustafa ve Salih ve iki kardeş Ahmed [çokça medhedilen, övülen] ve Süleyman ve beş kardeş beraber talebe olup, üçü bize yardım etmeleri ve Babacan da, Âsım’ın ruhunu şâd edip, o sistemde yardımımıza […]

KASTAMONU LAHİKASI – 140-159. Mektuplar (274-302)

274 ettiği için, en cüz’î [ferdî, küçük] birşey de olsa kıymeti büyüktür. Böyle uzun yazmak ve ziyade ehemmiyet vermek israf olmaz. Çünkü, mânâsı olan inâyet [Allah’ın herşeyi düzen altına alıp saadet ve huzur veren sıfatı] ve iltifat-ı rahmet [Allah’ın sonsuz rahmet ve lütfuyla muamele etmesi] muraddır. Ve o bahis dahi mânevî bir şükürdür. Risale-i Nur […]